haşunubileydin.


İlkokuldan beri uçlu kalem, kurşun kaleme göre daha karizmatiktir gözümüzde. Halbuki çok anlamsız, kurşun kalemin ne zaman biteceğini görür, ona göre tedbir alırsın, uçlu kalem en olmadık zamanda bozulur. Çok önemli bi'sınava giriyorsak eğer mesela, uçlu kalemin yanında mutlaka bir de kurşun kalem alırız. Öyle güven verir. ama uçlu kalem bozulursa diye ordadır o. Tahta sıraların üst kısmındaki oyuğa yerleştiririz oturur oturmaz. Orda olması güven verir. "Yedek kalem" deyince gözünde canlanan şey her zaman hafif yarıya inmiş bir kurşun kalemdir mesela. Arkadaşın isteyince de ilk onu gözden çıkarırsın.
Uçlu kalem ise, 'var ama -bitane-' dir.

Uçlu kalem dengesizdir bir kere, ya uç içinde kalır sıkışır çıkmaz çıkartana kadar çıt çıt çıt uğraşırsın bi ton, ya da bi basarsın hoop hepsi birden çıkar. Dengesi yoktur yani ve -bunun senin ona nasıl davrandığınla alakası yoktur.-
Kurşun kalem ise yalnız bir şekilde arıza çıkartır. Açarsın açarsın kopar gider ucu hep. Bakarsın ne kadar uğraşsan boş...
Tamam, dersin, -içi kırık- bunun... ve bu içten kırılmanın bir tek açıklaması vardır,- çok düşürmüşsündür- de ondan!

Sen hiç durduk yere içi kırılan kurşun kalem gördün mü?

Unutmadan; tükenmez kalem diye bişey de var ama zaten onun yalan olduğunu öğreneli çok oldu...

bi de atasözü var. anlayana davul zurna filan.





ikieylülüüçeylülebağlayangecesıfırbirsıfıraltı.

-ben burdaki lülülüüü ye bayaa bi güldüm.

Vitrindeki Van Gogh

Kötü bir rüya gördüğümü söylediğimde, “Sus, sakın kimseye anlatma. Suya anlat. Akıp gitsin” derdi anneannem. Ben de koşa koşa bahçedeki ta...